Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Ölen ünlü bir kişinin hemen ölümünden sonraki günlerde genellikle gazete ve dergilerde yakın çevresinde yer alan kişiler tarafından onun üstün niteliklerinin, erdemlerinin, çalışmalarının ve diğer özelliklerinin anı üslûbuyla anlatıldığı yazılara nekroloji denir.
Ölen kişinin yakınlarından alınan alıntılara, hatırlara veya ölen kişinin meziyetlerini ortaya koyan anılara yer verilir. Onunla ilgili yaşanmış özel hatıralar hatırlatılır. Bu anlamda da biyografinin öğretici, ciddi ve tarafsız amacından koparak duygusal bir havaya bürünmüş olur. Nekrolojilerde ölen kişiyle ilgili tarihe yansımamış, özel hayatta yaşanıp yaşayan kişilerin arasında kalmış anılar hatırlanıp yazılabilir. Diğer anlamıyla hayatın yaşamdan ölüme kadar ki tarihsel çizgisi de bilimsel bir yaklaşımla veya alıntılara başvurularak da anlatılabilir.
Bu yazılar bir anlamda öleni çok seven birinin öznel açıklamalarıdır. Bu yazılar bir anlamda öleni çok seven birinin ölene karşı duyduğu sempatiyi ağıtları, duygusal, öznel ve sıcağı sıcağına içinden geçenleri içeren açıklamalarıdır. Bu tür yazarlara örnek olarak Yahya Kemal'in ölümü dolayısıyla kaleme alınmış şu yazıları verebiliriz:
Bu tür yazılara örnek olarak:
1. Yahya Kemal'in ölümü dolayısıyla kaleme alınmış şu yazıları verebiliriz: Vehbi Cem Aşkun, "İstanbul Aşığını Kaybetti" (Dünya, 5 Kasım 1958);
2. Nimet Behsuz, "Büyük Şairin Arkasından" (Yeni Gün, 3 Kasım 1958);
3. Cenap Gedikoğlu, "Bir Dev Şair Göçtü" (Yeni Gün, 5 Kasım 1958).
O, biraz kilolu biriydi. Hayatı otel odalarında geçmiş, bu yüzden de düzensiz beslenmişti. Hazır cevaplı oluşu kadar, tanımadığı insanlara dahi bazen çok güzel, çok sıcak espriler yapabilirdi. Bir gün, Yahya Kemal, bir yokuşun sonundaki lokantanın önündeki sandalyeye kendini zar zor atıp nefes nefese kalıp oturmuşken içeriden çıkan garson:
” Buyurun beyim,” diye atılıp: “ Ne alırsınız? “ diye sorunca ,Yahya Kemal, tebessüm edip:
” Evlât, demiş. Müsaade edersen biraz nefes alacağım.
………
Otel odalarında yalnız yaşamaktan, gündelik aile hayatının içinde olmayı zaman zaman çok arzu ediyor olmalıydı. Dostlarının evlerine ziyarete gitmeyi çok severdi. Bazen da bunu zoraki olarak yaptırttığı da oluyordu.
YAHYA KEMAL, bir gün dostlarından birine:
-Bu akşam yemeği benimle yer misin? Diye sorunca, arkadaşı:
-Hay hay! Der. Çok memnun olurum. Hiçbir mazeretim yok!
YAHYA KEMAL gülümseyerek karşılık verir:
-İyi öyleyse, bu akşam size geliyorum.
Tarih: 2016-03-02 01:56:42 Kategori: Edebiyat
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Nekroloji Nedir
Bu Yazıda Neler Var:
Ölen kişinin yakınlarından alınan alıntılara, hatırlara veya ölen kişinin meziyetlerini ortaya koyan anılara yer verilir. Onunla ilgili yaşanmış özel hatıralar hatırlatılır. Bu anlamda da biyografinin öğretici, ciddi ve tarafsız amacından koparak duygusal bir havaya bürünmüş olur. Nekrolojilerde ölen kişiyle ilgili tarihe yansımamış, özel hayatta yaşanıp yaşayan kişilerin arasında kalmış anılar hatırlanıp yazılabilir. Diğer anlamıyla hayatın yaşamdan ölüme kadar ki tarihsel çizgisi de bilimsel bir yaklaşımla veya alıntılara başvurularak da anlatılabilir.
Bu yazılar bir anlamda öleni çok seven birinin öznel açıklamalarıdır. Bu yazılar bir anlamda öleni çok seven birinin ölene karşı duyduğu sempatiyi ağıtları, duygusal, öznel ve sıcağı sıcağına içinden geçenleri içeren açıklamalarıdır. Bu tür yazarlara örnek olarak Yahya Kemal'in ölümü dolayısıyla kaleme alınmış şu yazıları verebiliriz:
Nekroloji Örnekleri
Bu tür yazılara örnek olarak:
1. Yahya Kemal'in ölümü dolayısıyla kaleme alınmış şu yazıları verebiliriz: Vehbi Cem Aşkun, "İstanbul Aşığını Kaybetti" (Dünya, 5 Kasım 1958);
2. Nimet Behsuz, "Büyük Şairin Arkasından" (Yeni Gün, 3 Kasım 1958);
3. Cenap Gedikoğlu, "Bir Dev Şair Göçtü" (Yeni Gün, 5 Kasım 1958).
NEKROLOJİDEN ÖRNEK BİR BÖLÜM
O, biraz kilolu biriydi. Hayatı otel odalarında geçmiş, bu yüzden de düzensiz beslenmişti. Hazır cevaplı oluşu kadar, tanımadığı insanlara dahi bazen çok güzel, çok sıcak espriler yapabilirdi. Bir gün, Yahya Kemal, bir yokuşun sonundaki lokantanın önündeki sandalyeye kendini zar zor atıp nefes nefese kalıp oturmuşken içeriden çıkan garson:
” Buyurun beyim,” diye atılıp: “ Ne alırsınız? “ diye sorunca ,Yahya Kemal, tebessüm edip:
” Evlât, demiş. Müsaade edersen biraz nefes alacağım.
………
Otel odalarında yalnız yaşamaktan, gündelik aile hayatının içinde olmayı zaman zaman çok arzu ediyor olmalıydı. Dostlarının evlerine ziyarete gitmeyi çok severdi. Bazen da bunu zoraki olarak yaptırttığı da oluyordu.
YAHYA KEMAL, bir gün dostlarından birine:
-Bu akşam yemeği benimle yer misin? Diye sorunca, arkadaşı:
-Hay hay! Der. Çok memnun olurum. Hiçbir mazeretim yok!
YAHYA KEMAL gülümseyerek karşılık verir:
-İyi öyleyse, bu akşam size geliyorum.
Tarih: 2016-03-02 01:56:42 Kategori: Edebiyat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx